EQ KOÇUNUN NOT DEFTERİ, NOT 17
Konuya bu kez sondan başlamak istiyorum. İçimde şu anda kim var peki ve ben bu kararı nasıl aldım? Bence dedem var. Onun huyuydu; önce sonucu söyler sonra da etraflıca açıklamasını yapardı. Sistem böyle çalışıyor dostlar; bugün çocuklarınıza söylediğiniz ve başkalarının söylediği her şey (okul, bakıcı, TV vs…), yetişkin olduklarında onların iç sesleri yani düşünceleri ve yorumları olacak. Bu iç seslerin bir kısmını duyduklarından aynen kopyalarken, bir kısmını kendi sentezleri ile oluşturacaklar. Fakat çıkış noktaları sizin seslendirdikleriniz olacak. Duyguları bu düşüncelerden doğacaklar. Bu duygular da sosyalleşme sürecindeki yol göstericileri olacak. Sizden temas iletisi almak ya da ilişkinizin sınırlarını fark etmek için kullandıkları bütün teknikleri, yetişkin olduklarında da kullanmaya devam edecekler. Doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü, erdemi erdemsizliği, hayata karşı duruşlarını ve hatta inanç ve beklentilerini belirlerken referans aldıkları; sizin onlara söyledikleriniz ve davranışlarınız olacak. Ya aynen kopyalayacaklar ya da tepki olarak tam tersini benimseyecekler. Ama referans noktası her şekilde siz olacaksınız.
Şimdi kendimize dönelim. Özellikle kriz anları, içimizde kimlerin olduğunu tespit edebilmek için çok uygundur. Çünkü böyle anlar, o durumun negatif etkilerinden kurtulmak için en fazla düşündüğümüz anlardır. Kafamızın içinde bir anda cümbüş olur. İç sesimiz gevezeleşir. Yaptığımız her bir yorum, duygu dünyamızda belirgin değişikliklere sebep olur. Endişe öfkeye, öfke üzüntüye, üzüntü çaresizliğe, çaresizlik cesarete doğru devinip dururken birden bir şey olur. İçimizdeki seslerden biri yüksek sesle bağırır. Onu duyar ve itaat ederiz. Bu itaat hâli bazen zaferi kucaklatır, bazen de hezimete uğratır. Böyle anlarda, kafanızın içinde dönüp duran düşüncelerinizi tek tek yakalamaya odaklandığınızda ise ışığı görürsünüz. “aman kızım sen hanım ol” diyen bir anneanne, “ayıp, yasak, günah” diyen bir komşu kadın, “vur gözünün üstüne” diyen bir amca, “her ne yaparsan yap onurunu ayaklar altına aldırma” diyen bir baba…
Peki bunu neden mi yapıyoruz? Nedeni çok basit… Karşılaşmak ve kendi iç sesimiz ile, onu sembolize eden üzerinden iletişim kurmak için. İçinizdeki amca sese “ben kimsenin gözünün üstüne vurmak istemiyorum, ne şimdi ne de sonra” diyebilmek, bundan sonra yaşayacağımız krizlerde o amcanın sesini kısmanın bir yoludur. Onu tamamen yok edebilmek zordur, ancak onu bir kez yakaladığınızda artık sizden asla saklanamayacaktır. Bu da öz-denetim ve öz-yönetim konusunda hatırı sayılır ölçüde yol kat etmemize sebep olur.
Ve evet, önce kendimize sonra da birbirimize karşı sorumluyuz. Hepimiz birbirimizin kafasının içindeyiz. En çok da çocuklarımızın…
Comments